Daha iyi - İyinin düşmanıdır.



Le mieux est l’ennemi du bien”
                                                    - Daha iyi iyinin düşmaındır


   Basketbol koçları olarak ihtiyaçları tam belirlemeden ve rotayı saptamadan hareket ettiğimiz zamanlarda başımıza gelen ve sonunda şaşkınlık - öfke - problem ile sonuçlanan durumların özeti yukarıdaki kısa cümledir. Bu kadar basit bir cümle, sezon içinde ve sezon başında hastalıklı ilişkilere neden olan, saatlerce konuşulan, üstüne onlarca toplantı yapılan sorun ve problemlerin nedenini açıklamak için yeterlidir.

    İyi ve Kötü edimsel ve göreceli kavramlar olarak bilinir. Basketbol açısından değerlendirmeye alınan oyuncu, koç veya takım iyi & kötü olarak değerlendirilebilmesi için yeteri kadar objektif malzemeye sahiptir. Sorun değerlendirmeye konu olan ve kıyas yapılan kişinin kendi öz-değerlendirmesinden mahrum olmasından kaynaklanır. Öz-değerleme becerisine ve aldığı bilgileri yorumlamaya yetecek bilgisi olmayan insanlar sorunu her zaman karşısında arar ve gölgesini karşısındaki insanın üstünde büyütür.

    Basketbol oynayan bir oyuncunun iyi veya kötü olduğuna karar vermeden önce, bu oyuncuyu neye göre - ne ile kıyaslayarak bu kanaate varacağınızı tespit etmeniz, buna göre eksikleri ve fazlalıkları bularak rapor etmeniz gerekir. Koçun oyuncu için yapacağı değerlendirmelerde, oyuncuyu kendi performans çizelgesinde değerlendirirken yaptığı en büyük hatalardan - en sık görüleni - ilki, geçmiş sezon performansını konu etmesidir. Her sezon kendi içinde farklı dinamikleri getirir, akarsuların taşıdığı alüvyonlar gibi oyuncuda ve istatistik kağıdında biriktirir.

   Koçların transfer yaparken, takımlarına dahil etmek istedikleri oyuncuların son sezon "highlight" görüntülerine aldanarak transfer yapması büyük bir problemdir. Tecrübeli bir koç, takımına dahil edeceği oyuncunun iyi performans sergilediği maçlara bakarak " İ Y İ " kötü performans sergilediği maçları ciddiyetle analiz ederek, " K Ö T Ü " yönlerini tepsit etmeli ve beklentisini buna göre belirlemelidir. Oyuncusu hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan koçların, her kötü - yetersiz performans için oyuncusuyla toplantı yapmadan önce, sezon öncesinde beklentileri karşılayıp - karşılamadığı hakkında değerlendirme yapması gerekir. Burada aktarmak istediğim; başa dönmek değil, başlangıç noktasından bakmaktır.

    Oyuncular kısa ve öz olarak " İ Y İ " dir. Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz. Oyuncuyu kullanmayı beceremeyen veya iyi yaptığı işler üstünden fayda sağlamayı uygulayamayan vizyonsuz koçlar, oyuncuları rendelemeye başlar ve psikolojik savaştan oyuncu suçlu takım da ağır zararlı çıkar. Her oyuncu, bir koç gibi kendisini değerlendirme ve yorumlayabilme kapasitesine sahiptir. Pragmatik olarak kendisine en iyi gelen beslenme & antrenman maç programı içinde hareket eder. Oyuncu kendisine uygun olmayan takımlarda yer bulduğunda bu düzeni kabul etmeye çalışır. Bazı oyuncular çabuk adaptasyon sağlarken, kendisi hakkında fikir sahibi olan ve eksik yönlerini iyi bilen oyuncu bu sürece dahil olmaz ve kötü performans sergiler. Bu noktada "kötü" olan oyuncu değil, oyuncuya uygun sistem kuramayan veya sistemine uygun oyuncu seçemeyen koçtur ! 

   İyi bir oyuncuyu daha iyi bir hale getirebilmek mümkün değildir. İyi oyuncu iyi olduğu veya iyi yaptığı işler konusunda "mükemmel" olur. Bunu oyuncu adaptasyon yeteneği sergilediği zaman gerçekleştirebilirsiniz. Oyuncu yeni şart ve zorluklar karşısında adapte olamadığı zaman " mükemmel " olamaz. Adaptasyon ve yatkınlık yeteneği olan oyuncular "mükemmel becerileri olan " sınıfına girer ve kısaca " E L I T " oyuncu olarak bilinir.

   Geçerli becerileri; daha iyi hale getirme konusunda, iyi performans sergileyen oyuncuyu yukarı çekmek mevcut düzeni bozacaktır. Daha iyi olmak adına verilen her yeni hareket için, oyuncudaki bilgi ve düzenin buna  karşılığı olması gerekir. Şayet oyuncu yeni şartlar konusunda gereken altyapıya sahip değilse mevcut olanın kötüleşmesi ve aranır hale gelmesi kaçınılmazdır. Daha iyi arayışı genelde, kayıpla ve geçmişin aranmasıyla sonuçlanır.

   Antrenörün, daha iyi - yi bulma sevdası, öncelikle oyuncudaki iyi olanı görememesi ve onu kullanılabilir hale getirememesinden kaynaklanır. Oyuncusunu analiz ederken iyi yaptığı işleri mükemmel hale getiren, bunu her seferinde mükemmel yapabilmesi için oyuncusunu yüreklendiren ve dikte eden antrenör - oyuncu ikilisi her zaman kazançlı çıkar. 

     Sadece sağa gidebilen bir oyuncu bunu iyi yapıyorsa, koçun görevi bu durumu her koşulda mükemmel bir hale getirmektir. Önceliği ve net hedefi bu olmalıdır. Oyuncunun sadece sağa gitmesini mükemmel ve durdurulamaz bir hale getirmek için efor sarf-etmek, sola gitme becerisini kazandırmaya çalışırken, hal-i hazırda sağa gitme becerisinden rol - enerji çalmaktan iyidir. Sağa gidişi ve skor üretimi durdurulamayan oyuncunun, hem sağa hem sola giden ama gününe göre skor üreten oyuncuya göre tercih edilmesinin sebebi budur.

    Oyuncunun iyi yaptığı işi mükemmel ve durdurulamaz bir seviyeye çekmek için çalışırken, oyuncuda sınıra geldiğinizi görürseniz, bu sefer eksik olanı tamamlama yoluna gidersiniz. Yeni beceri kazandırmaktan önce, eksik olanı tamamlamak gerekir. Oyuncuda mevcut ama eksik olanı tamamlayarak, yeni yeteneklerin gelişmesi ve geliştirilebilmesi için alan açmış olursunuz. Oyuncu sadece sağa gidip skor üretirken, sola tek dribbling pull-up atabilme özelliği olduğunu görürseniz, bunu tamamlamak için çalışın. 

    Basketbol koçlarının, çalıştıkları oyunculara yeni beceriler, yeni yetenekler kazandırma konusunda sınırsız ve ütopik hayalleri vardır. Sezon başında, oyuncular extra antrenmanlar ile yeni beceriler için salonları doldururken bundan 2 ay sonra, extra antrenmana gelen oyuncu sayısı düştüğü gibi, karşılıklı motivasyon kaybı da olur. Hem koç hem de oyuncu dolu-dolu geçen 2 ayın sonunda hazırlık turnuvasında " daha iyi " olanı görmek ister ama bu mümkün değildir. Planlı ve programlı hareket eden takımlarda, kondisyon anlamında yatay düzlemde ilerlemelere neredeyse hiçbir zaman dikey performans eşlik etmez.

      Oyuncunun, kendisine harcanan zamanı değerlendirmediği ve sahaya yansıtamadığı zaman mecburen ve içgüdüsel olarak kendisine bahaneler üretmeye başlar. Bahaneler zinciri pas vermeye oyun kurucudan başlar, rebound toplamayan uzuna, hatta scout kağıdındaki rakam hatasına kadar gider. Suçlu aramak hatta bulmak sonucu değiştirmediği gibi işleri içinden çıkılmaz bir duruma getirir. 

    Transfer ettiği, çalıştığı oyuncusu hakkında iyi gözlem yapan koç, oyuncusunun yetenekleri eksenin en fazla fayda, marjinal fayda alıcak bir operasyon ile sezonu oyuncu ve takım kapasitesi odağında olabilecek en iyi yerde bitirir. Bahse konu olan mutluluk değil, acılardan - başarısızlıktan olabildiğinde uzak kalma durumudur. Status quo durumuna inmeden ve gerilemeden progressive ( ilerllemeci ) rota üstünde hareket etmek için; önce gözlem, sonra uygulama durumuna geçilmelidir.
  















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Basketbola Özgü Kuvvet Çalışmalarına Giriş

Ana Hatları ile Transition Defense

Temel Basketbol Eğitimi - Atletik Stance - Dribbling - Komut